Etiket arşivi: Psikolojik

Ben Neyim

Ben Neyim? Kişiler ve İnsanlar Üzerine Bir Çalışma – Itır Erhart

Ben Neyim, kitap fuarında görüp aldığım ve maalesef bir süredir rafta bekleyen kitaplarımdandı. Sonunda okuyabildim. Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi’nden çıkan kitap 176 sayfa. Benim aldığım 2. baskısı. Itır Erhart kendi anneannesi üzerinden yaptığı tez çalışmasını kitaplaştırmış ve ortaya bu kitap çıkmış.

Ben Neyim kişi ve insan kavramlarını tür olarak sorguluyor. Psikolojik Yaklaşım’ın ve Animalizm’in eksik gördüğü yanlarını tartışıp sorunlardan arınmış kendi Animalizm versiyonunu oluşturuyor.

İnsan hangi noktada veya hangi noktaya kadar kişidir? Alzheimer olsak, bitkisel hayata girsek, beynimiz başka birine nakledilse biz hala biz olmaya devam eder miyiz yoksa etmez miyiz? Bunlar Ben Neyim’de sorulan ve cevaplanmaya çalışılan sorulardan bazıları.

Arka kapak yazısını okuduğumda ilgimi çeken kitabın bu denli akademik olduğunu düşünmemiştim açıkçası, bu anlamda aslında alırken beklediğim gibi çıkmadı; ancak farklı şeyler okumayı sevdiğim için ilginç gelmedi değil.

Neon Genesis Evangelion

Neon Genesis Evangelion (Shin Seiki Evangerion – Yeni Başlangıç Öğretileri)

Neon Genesis Evangelion 1995-96 yılları arasında gösterilmiş, Hideaki Anno’nun yönetmenliğini yaptığı, hemen hemen 23 dakikalık 26 bölümden oluşan bir anime. Genel olarak sağladığı başarı nedeniyle meşhur animeler arasında yer alıyor.

Neon Genesis Evangelion psikolojik öğeleri çok kullanıyor. Anime gelecek Tokyo’sunda geçiyor. 15 yıl önce kutup bölgesinde inanılmaz bir patlama gerçekleşiyor. İkinci Darbe deniyor buna. Orada tam olarak ne olduğunu insanlara açıklamıyorlar. Melek denilen devasa yaratıklar var. Nerden, neden geldikleri bilinmiyor, öyle saldırıyorlar. BM’ye bağlı NERV adlı gizli kuruluş da Meleklerle savaşmak için Evangelion isimli robotlar geliştiriyor. Bu robotları sadece 14 yaşındaki uygun çocuklar kullanabiliyor.

Komutan İkari bu kuruluşun başında ve çeşitli araştırmalar, gizli projeler yürütüyor. Komutan İkari’nin oğlu Shinji babasından ayrı yaşıyor ve araları kötü. Bir gün babası onu yanına çağırınca hem şaşırıyor hem de gidiyor; ancak gerçek şu ki bir sonraki Evangelion pilotu olarak seçilmiş ve babasının çağırma nedeni sadece bu. Zaten baba-oğul karşılaşması gibi bir şey göremiyoruz. İşin daha kötü kısmı Shinji’nin hiçbir şeyden haberi yokken üsse gelir gelmez haydi Evangelion, kısa adıyla Eva’ya atla ve Melek’le savaş diyorlar. Shinji ne oluyor, yapamam ben bunun için gelmedim diye isyan ederken saldırının etkisiyle bir şeyler yıkılıyor ve tam da bu sırada Evangelion 01 fişe takılı olmamasına rağmen elini kaldırıp Shinji’yi koruyor. E haliyle yakınlaşma kaçınılmaz hale geliyor. Eva 01 ve Shinji arasında bir bağ oluştuğunu söylemeye gerek yok sanırım.

İlk pilot Rei adında bir kız. O da normal değil, sonra zaten neler neler çıkacak ortaya. 3. Pilot ise Almanya’dan geliyor. Onun da kendini beğendirme, bir birey olarak kabul edilme sorunları var. Eva pilotluğunu da bu amaçla yapıyor. Dışarıya karşı ise kendinden emin, kendini beğenmiş bir kız.

Adam Projesi denilen bir proje var. Adam kutup bölgesinde bulunan ve uyanmasının İkinci Darbe’ye neden olduğu söylenen ilk Melek; ancak Komutan İkari sağlam birine benzemiyor, dolaplar dolaplar…

İkinci Darbe’den sağ olarak kurtulan tek bir kişi var, o da Katsuragi Misato. O da babasını affedemiyor, ondan nefret ettiğini söylüyor; ama sonunda babası gibi birine aşık olduğu için de kendini suçluyor. Shinji ise ölümle burun buruna gelip kişisel bir hesaplaşma anı yaşıyor. Neden insanların onunla ilgili kötü düşünmesini istemediğiyle ilgili hesaplaşmalar. Aslında herkes bir şeylerden kaçıyor. Sadece kaçılan şey farklı.

Bir de bu derece ilerlemiş şeyler yapan bilim insanlarının hala Adem ve Havva inancına takılıp kalması garip geldi bana. Zaten çeşitli dinlerden unsurlar da fazlaca yer alıyor.

Neyse Melekler gelmeye devam ediyor, savaşlar da devam ediyor. 4. pilot olarak Shinji’nin okuldan arkadaşı seçiliyor. İlk savaşında herkes ölmenin eşiğindeyken Eva 01 uyanıp Melek’i öldürüyor ve başına çöküp öldürdüğü Melek’i yemeye başlıyor. Bu noktada herkes dehşete kapılmışken NERV’deki bilgisayar uzmanı Akagi Ritsuko zırh gibi görünen şeylerin aslında Eva’yı kontrol altında tutmak için var olduğunu, Eva’nın gerçek yüzünün bu olduğunu itiraf ediyor. Ayrıca Eva 01 bilim adamlarının üstünde çalıştığı S2 Machine dedikleri şeyi kendi kendine gerçekleştiriyor, yani öldürdüğü Melek’in kolunu koparıp kendi kopmuş koluna takıyor ve o kolu kendi parçası haline getiriyor.

Bu olaylar olurken Eva 01’in kontrolünü tamamen kaybeden ekip Shinji’yi de kurtaramıyor. Shinji özel bir sıvıyla dolu kabinin içinde gözle görülemez bir hal alıyor. “Daha önce de böyle bir şey oldu ve kurtarma başarılı olamadı.” diyen Ritsuko’nun bu sözlerinin aslını sonra öğreniyoruz. Shinji ise bu halde görüntüler görünüyor. Bu aynı zamanda Shinji’nin annesi ve Komutan İkari hakkında da birçok şey öğrendiğimiz yer oluyor.

Henüz öğrencilik döneminde sivrilen bilim insanı aslında İkari Yui, yani Shinji’nin annesi oluyor. İkari Gendo Yui’ye çalıştığı örgüt nedeniyle yakınlaşıp evleniyor ve Yui’nin soyadını alıyor. Yui Evangelion yapımı çalışmalarında bulunuyor ve ilk test pilotluğunu yapıyor. İşler ters gidip de şu an Shinji’nin bulunduğu forma geçince maalesef kurtarılamıyor. Shinji de annesi ve babasını görüyor. Babası ve annesi arasında şöyle bir konuşma geçiyor:

  • İkinci Darbe’nin daha yeni olduğu bu cehennemde yaşayabilecek mi?
  • Yaşamaya çalışırsan her yer cennet olabilir. Yaşadığı için, yaşadığı müddetçe mutlu olma şansı var.

İkari Yui’nin ölümünden sonra İkari Gendo çok değişiyor. 1 hafta ortadan kayboluyor ve sonra yeni bir proje başlatıyorum diye geri geliyor. Yanında da bir tanıdığımın çocuğu ilk pilot Rei’i getiriyor. Rei’in İkari Yui’ye benzerliği dikkat çekiyor. Bu arada Ritsuko’nun annesi ve Komutan İkari arasında bir ilişki var. Rei bir gün Akagi’nin olduğu yere geliyor kaybolduğunu söyleyerek. Rei’in konuşmasından hoşlanmayan Akagi onu Komutan İkari’ye şikayet etmekle tehdit edince Rei “O öyle söylüyor zaten. İnatçı, işe yaramaz diyor.” diyor. Akagi kendini kaybedip Rei’i muhtemelen öldürüyor ve bir silah sesiyle Akagi de yere uzanıyor.

Melekler savaşlar devam ediyor diğer yandan. Asuka rezalet halde. İç çekişmesi pilotluk yapmasına engel oluyor. Kendinde tek değer olarak gördüğü pilotluğu yapamadıkça daha da kötü hissediyor kendini. Rei Shinji’yi kurtarmak için kendini feda ediyor, sonunda Rei’in bulunduğu kabin bulunuyor. Ekibin başındaki Ritsuko nedense bunun gizli kalmasını emrediyor. Rei hastanede ve Komutan İkari’nin hesap verdiği, aslında ipleri çeken gizli üst örgüt Seele’ye Rei’in yaşadığını söylemiyorlar, Komutan İkari onun yerine Ritsuko’yu sunuyor onlara.

Asuka ile birlikte gelen Misato’nun eski erkek arkadaşı da çift taraflı çalışıyor; bazı gizli bilgileri öğreniyor ve ortadan kaybolmadan önce bu gizli bilgilerin olduğu bir kapsülü Misato’ya veriyor. NERV üssünde gizli bir bölümün kapısında Ritsuko, Misato ve Shinji’yi görüyoruz. İçeri giriyorlar, Rei’in odası, Rei’in doğduğu yer, başarısız olan Evangelionlar’ın mezarı, İkari Yui’nin kaybolduğu yer de burası. Evalar’ı pilotsuz çalıştırmak için kullanılan model kabinin merkezi, sıvı dolu tankın içinde de bir sürü Rei. Yani Rei model kabinin kendisiymiş aslında.

“İnsan Tanrı’yı buldu, ele geçirmeye çalıştı. Ceza olarak İkinci Darbe gerçekleşti 15 yıl önce. Bulunan Tanrı yok oldu; ama insan kendi eliyle Tanrı’yı yeniden hayata getirmeye çalıştı ve Adam’ı yarattı. Adam’dan Tanrı’ya benzeyen insanları yani Evalar’ı yarattı. Eva da aslında insan; ama ruhu yok. Bu şekilde yaratılıp ruhu olan tek vücut Rei.” diye açıklama yapıyor Ritsuko.

Dışarıda ise şehir yıkılıyor. Herkes başka yerlere taşınıyor. Asuka hiçbir işe yaramıyorum diye isyanlarda. Shinji yalnızım kimse kalmadı diye isyanlarda. Bu sıralarda da 5. çocuk geliyor üsse. Adı Kaoru. Rei ile konuşup “İkimiz de aynıyız, Lilim’in şeklini aldık.” diyor. Daha sonra anlıyoruz ki Lilim dediği aslında insan. Kaoru’nun son Melek olduğu ortaya çıkıyor. Doğrudan üssün içinde saldırıyor; ama Shinji durdurup dışarıya çıkarmayı başarıyor. Zorlu bir sürecin ardından Kaoru’nun da bu sonu kabul edip Shinji’yi ikna etmesiyle Kaoru’yu öldürüyor. Suçluluk duygusu tabii ki var; ama bundan kurtulma çabası da.

Komutan İkari’nin asıl projesi İnsanlık Araç Projesi sonunda faaliyete geçiyor, son bölümde bu projenin içindeki Shinji’yi görüyoruz. Proje herkesin ruhunda eksik olan bir nokta olduğu gerçeğinden yola çıkıp her şeyi başa döndürerek bu eksikliği doldurma amacını taşıyor. Proje herkese uygulanınca da “Herkes tek olacak!” deniyor.

İzlemeye başladıktan sonra hatırladım ki Neon Genesis Evangelion’u birkaç yıl önce de izlemiştim; ama tamamen unutmuşum. Bu yazıların asıl nedeni de bu değil mi zaten? 😇

Yukarıda da bahsettiğim gibi psikolojik öğelerin ön planda olduğu bir anime. Severim böyle türleri; ama işin içinde çok fazla yön olup da her şey açıklanmayınca, dallanıp budaklanınca kendimi aptal gibi hissedip üzülmüyor da değilim. 🙁 Neon Genesis Evangelion serisi filmlerini izledikten belki aydınlanırım. Siz de eski oluşuna bakmayın, izleyin. 🙂

Neon Genesis Evangelion Açılış Müziği: Yoko Takahashi’den A Cruel Angel’s Thesis

Neon Genesis Evangelion Kapanış Müziği: Claire Littley’den Fly Me to the Moon

Mugen No Ryvius

Mugen No Ryvius da 2225 yılında yine uzayda geçen bir anime. Yaklaşık 24 dakikalık 26 bölümden oluşuyor. 1999-2000 yıllarında yayınlanan animenin çizimlerinden yeni olmadığını hemen anlıyorsunuz zaten. Sonrasında 2004-2005 yılında da mangası yapılmış.

Gelelim asıl konuya. Birbirleriyle anlaşamayan, ki bu şiddet uygulama derecesinde, iki kardeş Kouji ve Yuuki. Uzay gemisi pilotluk lisansı almak için uzay eğitim üssü Liebe Delta’ya giderler. Çocukluk arkadaşları Aoi de birlikte gelir. Bir tatil döneminde çocuklardan bazıları evlerine dönmüş, bazıları orada kalmışken bir şeyler ters gitmeye başlar.

Daha öncesinde güneşte nedeni bilinmeyen bir patlama olur. Geduld adını verdikleri çok yüksek ısı ve yerçekimi kuvvetine sahip tabaka tabaka alanlar oluşur. Bunlar da seviye seviye, ona göre basınç ve sıcaklık giderek artıyor. Bu uzay üssü zaten yakın zamanda kullanımdan kaldırılacak çünkü çok eski. Üssün kabin idaresi en iyi öğrenci grubunun elindeyken rotanın değiştirildiğini, böyle giderse hepsinin öleceğini öğreniyorlar.

2225 yılı, uzay seyahati, başka gezegenlerde yaşam dediysek lütfen yanlış anlaşılmasın. Bir uzay gemisinin rotasını değiştirmek, herhangi bir hareket yapmak inanılmaz vakit alan bir şey. Sadece rotanın değiştirilebilmesi için 8-9 saat falan gerekiyor mesela. Öğrenciler üssün uzay gemisine aktarılıyor. Kalan eğitmenler kendilerini feda ederek dışarıdan bir patlatmayla gemiye güç verip rotasının değişmesini sağlıyorlar. Yardım çağrısı gönderiliyor ve beklenmeye başlanıyor.

Bu arada yardıma geldiğini sandıkları ordu gemileri ateş açıyor. Geminin içinde başka ve çok teknolojik bir gemi olduğunu keşfediyorlar. Adı Ryvius. Kendi kendine hareket ediyor, robot gibi şeyleri var, içinde depolanmış yiyecekler var vs. Bu gemi onları koruyor. Bir de ortalıkta dolaşan ilginç pembe kıyafetli bir kız var ki öyle herkese görünmüyor başlarda ve çok sonra öğreniyoruz kim olduğunu.

Ryvius’a taşınılıyor. Gemi çözülmeye çalışılıyor, derken birbiri ardına saldıranlar devam ediyor. Sonraki saldırılar Ryvius’a benzeyen gemilerden geliyor. Adları teröriste çıkarılıyor. Onlar da yaşamak için savaşıyor işte. Aslında raporlarda çocuklardan bahsediliyor ama gemiyi yok etmek öncelikli hedefleri nedense.

Bir türlü başarılı olamıyorlar. Çocuklar gemide bir nevi Sineklerin Efendisi’ni yaşıyorlar. Gerçekten çocukları bile öyle uzun süre tek başlarına bırakmamak lazım. Neler olmuyor neler. Animenin psikolojik yanı da burada işte.

Ve geldik sonunda çözülen gizemlere: Bu Geduld denilen alanların en en derinlerde olanlarında bir tür yaratık yaşayabiliyor. Ryvius ve diğer gemiler eğer güneşte tekrar bir patlama olursa insanların bu gemilerle korunup bir süre yaşamını devam ettirmesi için bu yaratıkların gücüyle yapılmış. Vaia gemileri deniyor bunlara. Bizim pembeli kız – adı Neya – ve diğerlerinde olan yaratıklara Sphinx deniliyor ve geminin gücünü veren asıl bu yaratıklar oluyor. Geminin tam kontrolünü sağlamak için Sphinx ile kaptanın tam bir bağ yakalaması gerek; ancak bundan dolayı kaptanlar bir süre sonra çıldırıyor.

Son savaşın ardından yetkililer sonunda ‘Yok biz çocukları kurtaralım.’ demeyi akıl ediyor. Çocuklar kurtarılıyor. Aradan birkaç ay geçtikten sonra yetkililer çocuklara ulaşıp ‘Biz gemiyi sizin gibi hareket ettiremiyoruz. Neya sizi istiyor herhalde. Haydi bir çıkın dolanın.’ diye davet ediyorlar. Çocukların hemen hemen hepsi kabul ediyor, yolculuğa çıkıyorlar ve animemiz bitiyor.

Mousou Dairinin – Paranoia Agent

Mousou Dairinin benim en sevdiğim türlerden biri olan psikolojik bir anime. Gerçi içinde yok yok o ayrı. 24:32 dakikalık 13 bölüm nasıl bitiyor anlamıyorsunuz. Hem romanı hem de animesi var. Perfect Blue, Millennium Actress ve Tokyo Godfathers filmlerinin yönetmeni Satoshi Kon bu dizide de iş başında. Müzikler Susumu Hirasawa’ya ait.

Tsukiko Sagi karakter tasarımı üzerine çalışan bir kadın. Oldukça utangaç. Son çalışması küçükken sahip olduğu köpeğinden esinlenerek yaptığı Maromi karakteri. Maromi inanılmaz bir başarı yakalayınca Tsukiko Sagi hem meşhur oluyor hem de yeni işler için baskı altına alınıyor. Baskılara daha fazla dayanamadığı bir anda şapkalı, kıvırcık saçlı, altın renkli patenleri ve yine altın renkli, yamuk beysbol sopasıyla bir çocuğun kendisine saldırdığını iddia ediyor. Çocuk daha sonra Beysbol Sopalı Oğlan adıyla ünleniyor ve kendini köşeye sıkışmış hissedenlerin karşısına çıkıp onları öldürmeye çalıştığına inanılıyor.

Bir yandan bu çocuk başka başka insanlara saldırmaya devam ederken, bir yandan da Maromi’nin ünü arttıkça artıyor. Konuyu araştırırken başarısız olup işten atılan dedektifler, altın rengi patenleri olduğu için gözden düşen okulun gözde öğrencisi, şişman ve iyi olmaya çalışan başka bir öğrenci, kızına aşık bir polis, çift kişilikli bir kadın saldırıya uğrayan ve hayatlarına göz attırıldığımız diğer sorunlu kişiler arasında.

Maromi fanatikliği ve Beysbol Sopalı Çocuk çılgınlığı iyice çığırından çıkarken çocuk dedektifin evine gelip karısının karşısına çıkıyor. Kadının orada yaptığı konuşma bence oldukça güzeldi.

En nihayetinde dedektifler Maromi ve Beysbol Sopalı Çocuk’un aynı şey olduğunu, ikisini de Tsukiko Sagi’nin yarattığını ve aslında yeni olmadığını ortaya çıkarıp olayı çözüyor ve Japonya’yı kurtarıyorlar.

Ara ara da bir anime nasıl yapılıyor, hangi aşamalardan geçiyor ve  yaratılırken üzerinde çalışan insanların meslekleri ile ne iş yaptıkları anlatılıyor. Bu da güzel bir ayrıntı.