Etiket arşivi: Uzay

Nemure Omoi Ko, Sora no Shitone ni

Nemure Omoi Ko, Sora no Shitone ni

Nemure Omoi Ko, Sora no Shitone ni 2014 yapımı 50 dakikalık bir anime film. Yönetmenliğini Naoya Kurisu yapmış. 2014 yapımı olsa da çizimleri son derece kötü baştan belirtmekte fayda var. Bunun yanında farklı bir konusu var.

Nemure Omoi Ko, Sora no Shitone ni “iyi uykular bebeğim, gökyüzü beşiğinde” anlamına geliyor ve kahramanımız Satomi’nin kızı Orine için söylediği ninninin sözleri. Satomi eşiyle birlikte hastaneden dönerken başlıyor film. Arabada Satomi yeni doğmuş Orine’ye bu ninniyi söylüyor. Bu arada benim dikkatimi çeken şey Orine’nin gayet muntazam ve olması gereken şekilde pusette duruyor olmasıydı. 🙂 Ninni bitiminde trafik kazası oluyor.

Sonraki sahnede 19 yaşına gelmiş Orine’yi görüyoruz. Genç bir kız olarak polislerden kaçıyor. Artık bir hayatı olduysa. Sonra bir takım insanlar erkek arkadaşının onlarla birlikte olduğunu ve istediklerini yaparsa ikisini birden kaçırabileceklerini söyleyince mecburen kabul ediyor ve kendini uzayda buluyor. Açıklamalar pek yok, ne olduğunu anlamakta zorlanıyor insan.

Zar zor anlıyoruz ki, uzay üssü gibi bir yer, kaçak bir profesör ele geçirmiş burayı ve bir şeyler yapıyor. Buradan dünyadaki bütün sunucularda Orine’yi arayan bir tür yapay zeka gibi bir şey. Bu nedenle Orine’yi getiriyorlar aslında; ama Orine’ye bundan bahsetmiyorlar tam olarak sanırım. Orine’den istedikleri de içeriye girip verdikleri çip gibi şeyi oraya yerleştirmek. Böylece üssü geri alabilecekler.

Orine baya kararlı bir şekilde yapmaya gidiyor, annesini görünce şok oluyor. Annesiyle sohbet etmek, onunla bir şeyler yapmak hoşuna gitmeye başlıyor. Hoşuna gitmese de kendinden istenen şeyi yapıyor ve bu sırada Satomi’nin yapay bedenindeki deformasyona tanık olup kafası karışıyor.

Üssü ele geçirme çalışmaları devam ederken Orine profesörle karşılaşıp annesinin verdiği hücre örneği gibi bir şeyle bunları yaptığını, başkalarıyla da denediğini; ancak kimsenin Satomi gibi olmadığını, Satomi’nin ise ağa bağlanır bağlanmaz her yerde Orine’yi aradığını anlatıyor. Bu arada Orine’nin suçlu olduğunu da öğrense de bahsetmiyor. Satomi son anda bile Orine’yi kurtarmak için çabalıyor. Anne yüreği işte. Orine’yi buraya getiren adamlar Satomi’nin hareketleri sonucu üssü terketmek zorunda kalıyor. Orine son kez annesiyle buluşup sarılıyor ona, profesör ve Orine de son anda üsten kaçmayı başarıyor. Sonrasında ikisi de yeni bir hayata başlıyor sanırım.

Sanırım diyorum birçok şeye; çünkü anlamakta güçlük çektiğim bir gerçek. Baştan da belirttiğim gibi Nemure Omoi Ko, Sora no Shitone ni’ninçizimleriçok kötü. Ayyy hele o Orine’nin bebeklik hali yok mu. Akıllara zarar. Chuckyhalt etmiş yanında. 😀 Yine de zaman kaybı diyemem; çünkü enteresan, öyle sık sık karşılaşmayacağımız bir konusu var. Şans vermeye değer..

Müziği Hitotsu Dame’yi oyun müziği yazarı Kawagen yazmış ve Ann seslendirmiş.

Neoranga anime

Neoranga

Neoranga 1998 yapımı 2 sezonda 48 bölümden oluşan bir anime. 48 bölüm olduğuna bakmayın, bölümler 12 dakika dahi sürmüyor.

Shimabara kardeşler ailesini kaybetmiş, abla Minami’nin evi geçindirdiği 3 kız kardeş. Bir gün evlerine bir çocuk geliyor. Barou Hanedanlığı’ndan geldiğini, yeğenleri olduğunu, ağabeyleri Masaru’nun öldüğünü, krallığın kalıtsal olarak kendilerine geçtiğini ve Barou Adası’na davet edildiklerini söylüyor. Kız kardeşler başta önemsemeseler de bedava tatil fikriyle gitmeye karar veriyorlar.

Shimabara kardeşler adayı koruyan Tanrı Neoranga’yı öğreniyorlar. Taşların üstüne kazınmış şekillerin oynaması kızları o kadar da etkilemeyince Neoranga’ya seslenmeleri söyleniyor. Sonuç; sular arasından yükselen dev bir yaratık: Neoranga. Tokyo’daki yaşantılarına geri dönüyorlar; ama Ranga da onlarla birlikte gidiyor. Başta büyük bir kriz olsa da Amerika’nın Barou Hanedanlığı’nı tanıması gibi gelişmelerle Japon Hükümeti de geçici olarak saldırmayı bırakıyor.

Shimabara kardeşler içinse Kaotik bir hayatın başlangıcı olduğu su götürmez. Siyasi olaylar, mahallelilerin tepkileri. Bahçelerinde ülke içi hatta uluslararası sorun haline gelen bir Tanrı. Ranga’nın gücünü iyilik için, adalet için kullanabileceklerine inanıyorlar. Abla Minami şirketinin batmasının ve kardeşlerinin okul paralarının da etkisiyle Ranga üzerinden gelir etmeye odaklanmış olarak çıkıyor karşımıza.

Japonya’daki gizli bir örgüt olan Kyoshinkai içinde barındırdığı siyasiler aracılığıyla resmiyet kazanıyor. Kyoshin adı verilen, Ranga’ya benzeyen yaratıkları Japonya’nın çeşitli yerlerinden bulup uyandırıyor ve Ranga’ya karşı savaşıyorlar. En sonuncusu ve en güçlüsü dedikleri İbuki ile öyle bir propaganda yapıyorlar ki, insanlar İbuki diyor başka bir şey demiyor. Bence propagandanın planlama aşamasındaki sahnesi ilgi çekici. Birkaç kişilik görüşmede İbuki’yi tıpkı başka şeyleri yaptıkları gibi meşhur edeceklerini, insanların ona inanacağını söylüyorlar. Gerçeklik payı fazlasıyla olsa gerek.

Uzayda bir solucan deliği oluşuyor. Buradan dünyadaki her ülkeye bir anlamda binicisi olan, Curiotes denilen insan üstü canlılarla Kyoshin geliyor. Bunların mesajı Ranga’nın yok edilmesi, yoksa dünya yok olacak! Doğal olarak herkes Shimabara kardeşlere ve Ranga’ya yüz çeviriyor. Saldırılar sonunda Ranga ağır yara alıyor.

Bu arada bir gün ağabey Masaru çıkıp geliyor. Meğer ağabey ölmemiş, bir nevi evrim geçirmiş. İnsanın bir üstü, ölmeyen ve uzaydaki tek Tanrı dedikleri Tao’nun hizmetine giren biri haline gelmiş. Kyoshinler Curioteslerin araçları gibi. Amaç tek Tanrı Tao’nun korunması. Ranga ise diğerlerinden farklı. Tao her şeyi ele geçirmeye çalışırken buna karşı çıkıyor. Tao ve Kyoshinlerle savaşıyor. Hiçbir Curiotes Ranga’yı alt edemiyor. En sonunda bir insan Ranga’yı mühürlemeyi başarıyor. Öylece okyanusun altında uyumaya geçiyor Ranga, ta ki Shimabara kardeşler gelinceye kadar.

Ağabey kardeşlerinden yardım istiyor Neoranga’yı yok etmek için. Yuuhi ve Minami ağabeylerini izliyor. Ushio karşı çıkıyor ve Ranga’ya gidiyor. Yuuhi ağabeyini oyuna getirip Kyoshin’i Akasa’ya zarar vedikten sonra Minami’yi de ikna edip Ushio’nun yanına Ranga’ya geri dönüyor. Ranga evrim geçirerek gelişiyor.

Sonrası zafer! Neoranga yine galip geliyor. Kyoshinler ile ağabey Masaru uzaya geri dönüyor ve solucan deliği kapanıyor. Yuuhi Tao ile savaşmak için uzaya gitmeyi teklif ediyor. Ushio karşı çıkıyor. Kardeşler arasında geçen özgürlük, savaş ve kişilerin cenneti üzerine geçen konuşma ilgi çekici. Tao tekrar uyanıp da kaçacak yerleri kalmayana kadar hayatlarına devam edecekler gibi duruyor.

Genel olarak bayıldığımı söyleyemem, hatta bazen sıkıldım bile; ama Kyoshinkai gibi bir örgüt ve işleyiş şekli, birkaç insanın halkı düzene sokmak için mutlaka her şeyin alt üst olması gerektiği inancı oldukça ilginç. Bu inanca bir tek animede de rastlamıyoruz. Tarih dedikodularında da mutlaka karşımıza çıkar. Bu sizce de gerçek olduğu anlamına gelmiyor mu?

Müzikler:

 İlk 24 bölüm açılış müziği: Yūko Miyamura, Yuuko Sumitomo ve Eri Sendai’dan Kaze no Nemuru Shima

İlk 24 bölüm kapanış müziği: Masaaki Ito’dan Prologue ~A City In The Sky

İkinci sezon açılış müziği: Kuniaki Haishima’dan Kami to Nare

İkinci sezon kapanış müziği: Yūko Miyamura, Yuuko Sumitomo ve Eri Sendai’dan Kawaki No Miwa Ni Te.

Mugen No Ryvius

Mugen No Ryvius da 2225 yılında yine uzayda geçen bir anime. Yaklaşık 24 dakikalık 26 bölümden oluşuyor. 1999-2000 yıllarında yayınlanan animenin çizimlerinden yeni olmadığını hemen anlıyorsunuz zaten. Sonrasında 2004-2005 yılında da mangası yapılmış.

Gelelim asıl konuya. Birbirleriyle anlaşamayan, ki bu şiddet uygulama derecesinde, iki kardeş Kouji ve Yuuki. Uzay gemisi pilotluk lisansı almak için uzay eğitim üssü Liebe Delta’ya giderler. Çocukluk arkadaşları Aoi de birlikte gelir. Bir tatil döneminde çocuklardan bazıları evlerine dönmüş, bazıları orada kalmışken bir şeyler ters gitmeye başlar.

Daha öncesinde güneşte nedeni bilinmeyen bir patlama olur. Geduld adını verdikleri çok yüksek ısı ve yerçekimi kuvvetine sahip tabaka tabaka alanlar oluşur. Bunlar da seviye seviye, ona göre basınç ve sıcaklık giderek artıyor. Bu uzay üssü zaten yakın zamanda kullanımdan kaldırılacak çünkü çok eski. Üssün kabin idaresi en iyi öğrenci grubunun elindeyken rotanın değiştirildiğini, böyle giderse hepsinin öleceğini öğreniyorlar.

2225 yılı, uzay seyahati, başka gezegenlerde yaşam dediysek lütfen yanlış anlaşılmasın. Bir uzay gemisinin rotasını değiştirmek, herhangi bir hareket yapmak inanılmaz vakit alan bir şey. Sadece rotanın değiştirilebilmesi için 8-9 saat falan gerekiyor mesela. Öğrenciler üssün uzay gemisine aktarılıyor. Kalan eğitmenler kendilerini feda ederek dışarıdan bir patlatmayla gemiye güç verip rotasının değişmesini sağlıyorlar. Yardım çağrısı gönderiliyor ve beklenmeye başlanıyor.

Bu arada yardıma geldiğini sandıkları ordu gemileri ateş açıyor. Geminin içinde başka ve çok teknolojik bir gemi olduğunu keşfediyorlar. Adı Ryvius. Kendi kendine hareket ediyor, robot gibi şeyleri var, içinde depolanmış yiyecekler var vs. Bu gemi onları koruyor. Bir de ortalıkta dolaşan ilginç pembe kıyafetli bir kız var ki öyle herkese görünmüyor başlarda ve çok sonra öğreniyoruz kim olduğunu.

Ryvius’a taşınılıyor. Gemi çözülmeye çalışılıyor, derken birbiri ardına saldıranlar devam ediyor. Sonraki saldırılar Ryvius’a benzeyen gemilerden geliyor. Adları teröriste çıkarılıyor. Onlar da yaşamak için savaşıyor işte. Aslında raporlarda çocuklardan bahsediliyor ama gemiyi yok etmek öncelikli hedefleri nedense.

Bir türlü başarılı olamıyorlar. Çocuklar gemide bir nevi Sineklerin Efendisi’ni yaşıyorlar. Gerçekten çocukları bile öyle uzun süre tek başlarına bırakmamak lazım. Neler olmuyor neler. Animenin psikolojik yanı da burada işte.

Ve geldik sonunda çözülen gizemlere: Bu Geduld denilen alanların en en derinlerde olanlarında bir tür yaratık yaşayabiliyor. Ryvius ve diğer gemiler eğer güneşte tekrar bir patlama olursa insanların bu gemilerle korunup bir süre yaşamını devam ettirmesi için bu yaratıkların gücüyle yapılmış. Vaia gemileri deniyor bunlara. Bizim pembeli kız – adı Neya – ve diğerlerinde olan yaratıklara Sphinx deniliyor ve geminin gücünü veren asıl bu yaratıklar oluyor. Geminin tam kontrolünü sağlamak için Sphinx ile kaptanın tam bir bağ yakalaması gerek; ancak bundan dolayı kaptanlar bir süre sonra çıldırıyor.

Son savaşın ardından yetkililer sonunda ‘Yok biz çocukları kurtaralım.’ demeyi akıl ediyor. Çocuklar kurtarılıyor. Aradan birkaç ay geçtikten sonra yetkililer çocuklara ulaşıp ‘Biz gemiyi sizin gibi hareket ettiremiyoruz. Neya sizi istiyor herhalde. Haydi bir çıkın dolanın.’ diye davet ediyorlar. Çocukların hemen hemen hepsi kabul ediyor, yolculuğa çıkıyorlar ve animemiz bitiyor.

Mouretsu Pirates – Abyss of Hyperspace

Mouretsu Pirates: Abyss of Hyperspace için Moretsu Pirates anime serisinin ardından 2014’te gelen filmi diyebiliriz. Ortalama 90 dakikada Marika ve diğerleri hiper mekan dalış uzmanı, yeni rotalar bulmuş Mugen Hakase’nin oğlu Mugen Kanata’yla bir maceraya atılıyorlar.

Mugen Kanata küçüklüğünden beri hep uzay gemisinde yaşayıp babasıyla dalışlar yapıyor. Mugen Kanata olarak değil de, Mugen Hakase’nin oğlu olarak tanınmak, her şeye başkalarının karar vermesi gibi düşüncelerle sonunda babasının uzay gemisinden uzaklaşıp okula başlıyor. Kısa bir süre sonra babasının ölüm haberi geliyor, cenazeden sonra babasının gönderdiği bir zarf ulaşıyor eline. Paketin içinden katlanınca bir tür tablet gibi görünen robot papağan Flint ve VIP yolculuk kartı çıkıyor. Sakin bir hayat isteyen Kanata kendini garip adamlardan kaçarken buluyor. Kaçmak için bindiği gemide asıl amaçları Mugen Kanata’yı kaçırmak olan Mariko ile karşılaşıp köşeye sıkıştığını görünce onlarla kaçıyor.

Daha sonra öğreniyor ki, babası Marika’ya daha doğrusu Marika’nın babasına bir görev vermiş: Kanata’nın geleceğine karar vermesinde ona yardım etmek. Mariko’nun babası ölünce de görev Marika’ya kalıyor. Kanata bunun için de isyan ediyor başkaları karar veriyor diye ama Marika’nın sözlerine de güveniyor.

Koşuşturmacaların ve Flint’in bulmacasının ardından Mugen Hakase’nin gemisine ulaşıp orada özellikle hiper mekan dalışları için yaptığı ve Kanata’ya bıraktığı son gemi Advaseele’yi buluyorlar. Babasının hayali olan alt mekanın sonunda hangi rengin olduğu sorusunun cevabını bu gemiyle Kanata buluyor. X noktasına geldikten sonra Marika’dan aldığı cesaretle Advaseele’nin Flint sistemini aktive ederek bu noktayı da geçip alt mekanların en derinliklerine kadar iniyor.  Mariko ve Grunhilde’nin yardımlarıyla Mugen Kanata oradan çıkmayı başarıyor.

Son olarak bu dalıştan bir sürü veri elde ediliyor. Gelecek için inanılmaz bir gelişme vs. Mugen Kanata ise geleceğine kendisi karar vermek için yolculuğa çıkacağını söyleyerek ortadan kayboluyor.

Mouretsu Pirates

Mouretsu Pirates, diğer adıyla Minisuka (Mini Etek) Pirates oldukça uzak bir gelecekte uzay çağını yaşayan bir anime. Ortalama 24 dakikalık 26 bölümden oluşuyor. Yuichi Sasamoto’nun yazdığı romandan uyarlanarak 2012’de yayınlanıyor. Açılış ve kapanış müzikleri Momoiro Clover Z’ye ait.

Anime bu ya uzayda da korsanlar var, hem de sertifikalı. Kahramanımız Katou Marika kız lisesi öğrencisi. Okulun uzay yat kulübüne üye, annesiyle birlikte yaşıyor; ancak ona hep adıyla sesleniyor Ririkasan diye. Açıkçası önce ‘Ne yani annesi değil de, bir akrabası veya babasının tanıdığı/arkadaşı da ona mı emanet etti.’ diye düşündüm; ama sonradan öğreniyoruz ki kadın süper ötesi olduğundan ve Marika da kendini eksik hissettiğinden öyle söylüyormuş gibi gibi.

Marika bir gün öğreniyor ki; savaş döneminden kalma uzay korsanları hala var. Babası o korsan gemilerinden biri olan Bentenmaru’nun kaptanıymış ve ölmüş. Şimdi de kaptanlığı devralması isteniyor kendisinden. Bir anda hayatının yönü tamamen değişmek üzere olan Marika’ya annesi başta olmak üzere, aynı şekilde başka bir korsan gemisinin varisi Kurihara Chiaki, gemi personeli ve yat kulübünden arkadaşları yardım ediyor.

Sonuç olarak Marika kaptanlığı kabul ediyor etmesine ama başına gelmeyen de kalmıyor. Öncelikli olarak sertifikanın devam etmesi için gereken bürokratik işler, uzay gemisi kaptanlığı stajı ve sonrasında sertifikanın devam etmesi için yapılan işler, part-time çalıştığı kafe, yat kulübü ve okul dersleri derken hiçbir şeye yetişemez hale geliyor. Ama önünde Ririkasan var, hepsine yetişmeli, hepsini birden yapmalı.

İçine girdikçe öğreniyor ki, uzay korsanları artık sadece sigorta şirketinin ayarladığı işleri yapıyor ve en çok gelen iş de yolcu gemilerine yalandan baskın düzenleyip bir nevi soygun gösteri düzenlemek. Gemi personeli ve hatta konuklar dahi aslında olaydan haberdar ve çok da eğleniyorlar.

Tamam uzay, korsanlar vs. bir hayli hareketli; ama oradaki olağanın dışında da bir şeyler olmalı değil mi ama? O nedenle maceralar birbirini izliyor. Başka bir galaksiden gelen bilinmeyen yeni bir gemi, korsan gemilerini hedef almaya başlayınca işlerin rengi değişiyor. Alarm veriliyor, Katou Marika bütün korsanları topluyor ve planlar yapılıyor. Sonuçta düşman gemileri yok ediliyor; ancak gemilerin kaptanının esasen istediği şey edindiği veriler ve onları alarak gidiyor. Kendi adlarına başarılı oluyorlar ve uzay korsanları yeni bir çağa adım atıyor.