Etiket arşivi: Kitap

İtiraflar

İtiraflar – Kanae Minato

İtiraflar Kanae Minato’nun 2008’de yazdığı ilk romanı. Daha sonrasında polisiye türünde ün salmış bir yazarın çok satanlar listesine oturan ilk kitabı. İtiraflar 191 sayfadan oluşuyor. İlk baskısı ve 2016’da Doğan Kitap’tan çıkmış. Japonca yerine İngilizce’den çevrilmiş olması ise biraz üzücü. Japonca çeviri yapan isimlerin daha ziyade Haruki Murakami çevirileriyle meşgul olmalarından kaynaklanıyor olabilir.

İtiraflar’da annesi tarafından terkedilen bir gencin tekrar ilgi ve sevgi görebilmek adına dikkat çekmek için yaptığı şeyler anlatılıyor. Şuu’nun akademisyen ve son derece başarılı; ancak nedense bir esnafla evlenmiş annesi hayatından mutsuz. Çocuğuna masal anlatmak yerine bile elektrik devrelerinden bahsediyor mesela. İlerleyen dönemlerde ise akademi hayatından çıkmasından bütün suçunu çocuğuna yükleyip sürekli şiddet uyguluyor. Şuu ise bu durumdan bir kez olsun şikayetçi olmuyor. Bir noktada babası bunu fark ediyor, boşanma, anneye uzaklaştırma süreçlerinden sonra baba tekrar evleniyor; ancak Şuu’nun aklı zekasını aldığını annesinde kalıyor hep. Annesi gitmeden önce ona bir daha aratuıp sormayacağını; ama başına bir şey gelirse mutlaka geleceğini söylediği için, Şuu annesinin takdir edeceği bir şeyle, zekasıyla annesinin dikkatini çekmek için çabalamaya başlıyor.

Açmaya yeltenince elektrik şok veren bir cüzdan yapıp bunu okuldaki fen bilgisi öğretmenine gösteriyor. Öğretmeni Şuu’nun bu icadını ne amaçla yaptığını sorguluyor doğal olarak. İstediği ilgiyi göstermiyor. Bunun üzerine Şuu bu projesini geliştirerek bilim yarışmasına katılıyor. Gayet başarılı olup ödül de alıyor, ki hemen sonrasında bir vahşet olayı gazeteleri doldurmaya başlayıp insanlar yatıp kalkıp bu olaydan bahseder hale gelince Şuu’nun başarısı gölgede kalıyor.

İstediği ilgiyi görmek için birini öldürmesi gerektiği inancına kapılan Şuu kendine şahit olması için bir sınıf arkadaşı Naoki’yi seçiyor. Naoki de evde annesinden gördüğü ‘prens’ imajının aksine dışarıda hiçbir konuda o derece başarılı olamadığı için mutsuzluk yaşayan, aslında çevresiyle ilişki kuramamış, biraz yitik bir tip. Öğretmenin kendisini yeterince taktir etmediğini, sorun yaşadığında kendisini yalnız bıraktığını düşündüğü için öğretmeninden hoşlanmıyor. Hoş hoşlandığı aman aman hiçbir şey yok ya. 😀 Neyse sonuçta Şuu icadını deneme amacıyla birini seçmesini istediğinde önce öğretmenlerini söylüyor, Şuu’nun olumsuz tepkisinden sonra yine öğretmenine zarar vermek amacıyla onun küçük kızını öneriyor.

Planlar yapılıyor, uygulama günü gelip çattığında da işler oldukça iyi gidiyor. Kız mekanizmanın saklı olduğu çikolata kesesini açmak istediği anda çarpılarak yere düşüyor. Aslında bilincini kaybeden kızı Şuu başarıp öldürdüğünü düşünüyor. Naoki’ye gidip herkese anlatmasını, onu kullandığını söyleyip olay yerinden ayrılıyor. Naoki ise Şuu’nun da kendisine aynı şekilde davranmasının getirdiği hayal kırıklığı, intikam alma isteği ve panikle önce kıza boğulmuş izlenimi vermek için onu havuza atmaya karar veriyor. Kesinlikle öldüğünü düşündüğü kız son anda gözünü açsa da bu noktada intikam alma isteği ağır basarak kızı yine de suya bırakıyor.

Kız ölü bulunuyor. Öğretmen izleri sürerek olanları tahmin ediyor. Şuu ve Naoki’yle konuşuyor. Şuu hemen kabul ediyor tabii ki. Naoki’nin annesi her zamanki gibi oğluna toz konduramıyor ve öğretmeni suçluyor. Naoki ise sessiz kalıyor. Öğretmen dönemin son günü emekliye ayrılacağını söyledikten sonra kızının ölüm hikayesini anlatıp “Bu sınıftan iki kişi öldürdü kızımı, anne olarak onları öldürmek istiyorum, öğretmen olarak onları korumak istiyorum. Polise şikayet etmeyeceğim; ama onların sütlerine kızımın AIDS olan babasının kanından karıştırdım.” diyor. İş bambaşka bir boyuta taşınıyor tabi. Verdiği ipuçlarıyla bu iki kişinin kimler olduklarını herkes hemen anlıyor zaten.

Tatil sonrası Şuu okula gitmeye devam ediyor. Naoki ise kendini eve kapatıyor. Olaylar öyle bir boyut kazanıyor ki sonunda Naoki annesini öldürüyor, Şuu önce sınıf başkanını öldürüyor, sonra mezuniyet töreninde patlatmak üzere bir bomba yapıp sahnenin altına saklıyor. Öğretmeni önceden durumu anlayıp bombayı alıyor, Şuu’nun annesinin olduğu üniversiteye yerleştiriyor. Şuu bombayı patlatarak annesini öldürmüş oluyor. Bu dünyada değer verdiği tek varlığı kendi elleriyle öldürmüş oluyor yani.

Bu olay farklı kişilerin bakış açısı ve ağzından, minik minik; ama can alıcı bilgilerle zenginleşerek anlatılıyor İtiraflar’da. Ebeveynlerin çocuklarının hayatında ne kadar önemli bir etkiye sahip olduğu, öğretmenlerin bunun devamı olduğu, eğitim sistemi ve öğretmenin davranışlarının bir çocuğu kazanıp kazanmama noktasında ne kadar da etkili olduğunu anlatıyor aynı zamanda da. Türü polisiye geçiyor ve kitaba sürükleyicilik kazandırıyor olsa da, aynı zamanda eğitim konusunda etraflıca düşünmesini sağlıyor okurun. İyi okumalar…

Ben Neyim

Ben Neyim? Kişiler ve İnsanlar Üzerine Bir Çalışma – Itır Erhart

Ben Neyim, kitap fuarında görüp aldığım ve maalesef bir süredir rafta bekleyen kitaplarımdandı. Sonunda okuyabildim. Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi’nden çıkan kitap 176 sayfa. Benim aldığım 2. baskısı. Itır Erhart kendi anneannesi üzerinden yaptığı tez çalışmasını kitaplaştırmış ve ortaya bu kitap çıkmış.

Ben Neyim kişi ve insan kavramlarını tür olarak sorguluyor. Psikolojik Yaklaşım’ın ve Animalizm’in eksik gördüğü yanlarını tartışıp sorunlardan arınmış kendi Animalizm versiyonunu oluşturuyor.

İnsan hangi noktada veya hangi noktaya kadar kişidir? Alzheimer olsak, bitkisel hayata girsek, beynimiz başka birine nakledilse biz hala biz olmaya devam eder miyiz yoksa etmez miyiz? Bunlar Ben Neyim’de sorulan ve cevaplanmaya çalışılan sorulardan bazıları.

Arka kapak yazısını okuduğumda ilgimi çeken kitabın bu denli akademik olduğunu düşünmemiştim açıkçası, bu anlamda aslında alırken beklediğim gibi çıkmadı; ancak farklı şeyler okumayı sevdiğim için ilginç gelmedi değil.

Kötü Alışkanlıklara İyi Öneriler

Kötü Alışkanlıklara İyi Öneriler – Şermin Çarkacı

Kötü Alışkanlıklara İyi Öneriler yine bir Şermin Hanım klasiği. Harika üslubuyla güldürürken çözümler sunuyor. Elma Yayınları’ndan çıkan kitap 96 sayfa. Bendeki 3. baskısı.

Şermin Hanım’ın üslubunu gerçekten çok beğeniyorum. Yine kendi deneyimleri üzerinden gidip kendi çocuklarında yaşadığı kötü alışkanlıklara kendi kullandığı yöntemleri sunuyor. Başta da belirttiği gibi kitapta bahsedilenden daha fazla kötü alışkanlık var tabii ki; ama deneyimlemediği şeyleri paylaşmak istememiş. Bunlara kötü alışkanlık diyenlerin de bizler olduğumuzu, aslında kötü alışkanlık olarak görmediğini, çocuklar için olağan olarak düşünülmesi gerektiğini de eklemiş.

Her alışkanlık için nihayetinde bu alışkanlıkla ilgili nihayetinde bırakmış olan çocuğun ağzından bir yazı ile bir hikaye bulunuyor Kötü Alışkanlıklara İyi Öneriler‘de. Bu hikayeler de çocuklarımıza okuyalım ve bahsi geçen kötü alışkanlıktan kurtulsunlar diye özellikle yazılmış hikayeler. Hepsi çok sevimli bence.

Bebek Liderliğinde Beslenme BLW

Bebek Liderliğinde Beslenme BLW – Esra Tenekecioğlu, Nergiz Akbıyık Tezcan, Zeynep Erişen Şakar, Kevser Yılmaz, Melek Karaca Alpek, Vildan Özdursun, Nil Nurlu Deniz, Saniye Ayra

Bebek Liderliğinde Beslenme BLW BLW Türkiye grubunun çıkardığı bir kitap. Pupa Yayınları’ndan çıkan kitabın 5. baskısı, 299 sayfadan oluşuyor. Büyük fontlu, okuması rahat bir kitap. İnsan bebeği olunca bu gibi şeylere daha çok dikkat ediyormuş.

Bebek Liderliğinde Beslenme BLW sevgili arkadaşım Özlem’in bebeğim olduğu zaman beni üye yaptığı gruplardan birinden öğrendiğim bir ek gıdaya geçiş yöntemi. İlk başta “Bu ne ola ki?” dedim tabii ki; ama zaten gruba üye olabilmek için de temel bilgiye sahip olmak gerektiği için yaptığım hızlı araştırma bile hemen ısınmama neden oldu. Gruba dahil olunca daha zamanı var düşüncesiyle biraz uzaktan uzaktan takip etmeye başladım yazılanları. 6. aya yaklaşırken, daha ziyade bebeğimin alerji durumundan dolayı bir panik ve erteleme durumu başladı. Tam bu noktada diyorum ki keşke kitabı biraz daha öncesinde okusaymışım. Melek Hanım’ın deneyimi gerçekten çok cesaret verdi. 🙂

Bebek Liderliğinde Beslenme BLWbu ekibin nasıl tanıştığı ve BLW Türkiye Grubu’nu nasıl kurduğunu anlatarak başlıyor. 2. bölümde ise BLW yöntemini anlatıyor. Nedir, ne değildir, nasıl yapılır gibi…

3. bölüm günlüklere ayrılmış. Yukarıda adını gördüğünüz anneler kendi bebekleriyle olan deneyimlerinden bahsediyor. Bu yöntemi uygulamak isteyen, tereddüt eden veya etmeyen herkesin okumasını kesinlikle tavsiye ederim. Alerji konusu hariç hiç tereddütsüz olduğumu düşünen bana bile çok iyi geldi. Bilmediğimiz ve etrafımızda da görmediğimiz bir şey olduğu için, bir de en önemlisi işin içinde çocuğumuz olduğu için panikliyoruz ister istemez sanırım. Ya yanlış yaparsam korkusu sarıyor sinsice ve açıktan. İşte bu günlükler bu korkuyu alıp götürüyor bence.

4. bölümde grupta sıkça sorulan sorulara cevaplar verilmiş. 5. bölümde tablolar var. Tabloların kitap sayfasına sığması zor olmuş, renklendirme kısımları koyu kalmış ve çok başarılı olduklarını söyleyemem. Biraz zorlayabiliyor. Onun için de gruba dönebiliyorsunuz her zaman. 🙂 5. bölümde de grup grup tarifler yer alıyor.

BLW ilk okuduğum anda kafama yatmıştı. Olur olmaz mı diye hiç etmedim aslında. Sadece nelere olduğunu belirleme konusunda sıkıntı yaşadığım alerjiyi sorun ediyordum. Onun da üstesinden geliniyormuş. Daha ilk tadım günlerinde olmamıza rağmen bebeğim önüne koyduğum haşlanmış sebzelerle ilgilenirken (bazen yemeye çalışma, bazen ısırıp geri çıkarma, bazen sadece oynama şeklinde) ben de rahat rahat kahvaltımı yapabiliyorum. Üstüne keyif çayımı dahi içiyorum daha ne olsun. 😀

Teşekkürler Özlem. Herkes bu harika yöntemle tanışsın, herkes günlükleri okusun ve kesinlikle cesareti kırılmasın. Bu BLW bir harika dostum!

İkigai

İkigai – Hector Garcia ve Francesc Miralles

İkigai bana göre tam bir çok satanlar kitabı. İndigo Kitap’tan çıkan, 171 sayfalık İkigai15. baskısını yapmış bile. Ne mutlu emeği geçenlere.

Baştaki tepkimden de anlaşılacağı üzere pek beğenmedim. Oluşturduğu vaat ile verdiği arasında dağlar kadar fark olan, biraz şişirme bir çok satanlar kitabı olmuş maalesef. Gerçekten üzülerek söylüyorum bunu da.

İkigai’i görüp listeme eklediğimde bu kitabın bu kelimeye odaklandığını düşünmüştüm; ancak Okinawa’daki araştırmaları ve dünyadaki en uzun yaşayan insanlar ile daha ziyade uzun yaşama üzerine odaklanmış bir kitap olduğunu gördüm acı bir şekilde. Çok rahat okunuyor bu arada bunu belirteyim.

Yaşlanma karşıtı sırlar, logoterapi gibi şeylerden bahsedenler yazarlarİkigai’ın bir tür akış yarattığını ve uzun yaşamak için bu akış içinde yaşamak gerektiğini, bu akışı da her tür uğraşta yakalamamız gerektiğini söylüyor. Akışı nasıl yakalarız bundan pek bahsedilmiyor. Okinawa’daki asırlıkların sözlerine de bolca yer verilmiş. Uzun yaşamda beslenme düzeni ve egzersizin öneminden de bahsedilmiş. Bir de klasik stressiz yaşayın diyor.

Ben de diyorum ki bunları ben de söyleyebilirim kardeş de, pek nasıl? İşte o sorunun cevabı tam olarak yok. Meditasyon yapın, anda kalın, yaşama amacınızı bulun, dengeli ve az beslenin, iyi dinlenin, acele etmeyin, sakin olun, stres yapmayın. A gerçekten mi? Tamam o zaman. Bu şekilde olabilse keşke değil mi? Yine de az biraz da olsa motivasyon sağlıyor gibi gibi.

Zor Bir Ailede Büyümek

Zor Bir Ailede Büyümek – Susan Forward ve Craig Buck

Zor Bir Ailede Büyümek İletişim Yayınları’ndan ilk baskısını 2011’de yapıyor. 2018’de 7. baskıya ulaşan Zor Bir Ailede Büyümek 327 sayfalık bir kitap. Aile zor olsa da dünyaca ünlü terapist Susan Forward, Craig Buck’un da yardımıyla oldukça basit okunup anlaşılan bir kitap yazmayı başarmış.

Zor Bir Ailede Büyümek Susan Forward’ın toksik anne-babaların kimler olduğunu kısaca tanımlamakla başlıyor. Temel iki bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde hangi toksik anne-babaların neler yaptığı, çocukların bunlardan ne şekilde etkilendiği örneklerle açıklanıyor. İkinci bölümde ise bu etkilerden kurtulmak için neler yapılması gerektiği yine her grup için ayrı, adım adım ve örnekler üzerinden gidilerek anlatılıyor.

Zor Bir Ailede Büyümek daha zor, bambaşka acıları da gözler önüne seriyor. Her ne kadar size uygun olduğunu düşünmeseniz de Susan Forward’ın başta belirttiği gibi her bölümü okumanızda yarar var. Olmadık bir bölümde kendinizden bir şey bulabiliyorsunuz.

Benim açımdan evet, bazı şeyleri daha iyi görebilmemi sağladı. Yine de Susan Forward’ın yüzleşme gerekliliği fikrine katılmıyorum. Bazı durumlar için bunun geçerli olabileceğini sanmıyorum daha doğrusu. Okunası mı? Ailenize dair içinizde azıcık da olsa kırgınlık varsa okumakta yarar olabilir. Daha önce fark etmeden üstünü örttüğünüz bir şeyler vardır belki. Böylece acı da olsa ortaya çıkarıp üstüne gidebilir ve tamamen çözümleyebilirsiniz.

Çocuğum Neden Uyumuyor?

Çocuğum Neden Uyumuyor? – Sarah Ockwell-Smith

Çocuğum Neden Uyumuyor? Sarah Ockwell-Smith’in 2015’te yazdığı “Gentle Sleep Book”un 2016 yılında Türkçe’ye çevrilmiş hali. Keşke orjinalinde olduğu gibi daha iyi duygular uyandıran bir isim seçilseymiş. 🙁 Kitap 326 sayfadan oluşuyor. Font okunurluğu ve akıcılığı güzel bir kitap.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, Çocuğum Neden Uyumuyor?bir kez bu meselelere girdiğinizde karşınıza çıkan o uyku eğitimli uyku kitaplarından değil. Peki nasıl bir uyku kitabı diyecek olursanız, aslında uykunun tarihinden, doğasından ve bebeğinizin yaş grubuna göre aslında nasıl bir uyku performansı beklemeniz gerektiğinden bahsediyor.

Devamında da aslında kendi uyku rutini ve uzun vadeli olumlu etkilerinin görüleceğini düşündüğü önerileri birebir örneklerle açıklayarak veriyor. Uyku Eylem Planı adını verdiği planı da şu şekilde:

  1. Aynı yatakta veya birlikte uyuma.
  2. Çocuğunuzun yaşına göre olması gerekeni bilip buna göre bir beklentiye girmek, imkansız beklentiler içine girip de kendinizi daha fazla stres altına sokmamak.
  3. Bebeğinizin dil/dudak bağı, alerji gibi uykusunu etkileyecek bir rahatsızlığının olup olmadığını bilme. Mama ve anne sütüyle beslenmede uyku beklentisinin değişmesi gerektiği.
  4. Kendi kokunuzun olduğu bir geçiş nesnesine alıştırmak.
  5. Uyku saatinden en az 2 saat öncesinde her türlü ekran kullanımını sonlandırmak.
  6. Kendinize zaman ayırabilmeniz, dinlenebilmeniz için mutlaka destek almak gerektiği.
  7. Çocuğun öğle/öğleden sonra saatlerinde doğal ışık alması için dışarıya çıkması. Akşam kısık ışık kullanmak. Uyunacak ortamda mümkünse hiç ışık kullanmamak, illa kullanılacaksa da beyaz/mavi temelli bir ışıktansa kırmızı temelli bir ışık kullanılması. Gündüz de çocukla odada vakit geçirip odasının güzel bir ortam olduğu duygusunu yaratma. Lavanta yağı gibi rahatlatıcı kokulardan kullanmak. Müzik/beyaz gürültü kullanmak.

Sarah Ockwell-Smith bunların mucizevi bir şekilde tek gecede uyku sorunlarını çözmeyeceğini, daha uzun vadeli bir iyileşme beklemeniz gerektiğini de sürekli olarak vurguluyor.

Çocuğum Neden Uyumuyor?’daki en çarpıcı kısım bence uyku tarihinden ve beklentilerin ne olması gerektiğinden açıkça bahsetmesi. Bence çocuk sahibi olanların değil, olmak isteyenlerin kendilerini neyi beklediğini görmesi için okunması daha iyi olurmuş. Uyku Eylem Planı’nda da bahsedildiği gibi beklenti seviyemiz yaklaşımımızı çok etkiliyor. Ne beklememiz gerektiğini gerçekçi şekilde görmek bu anlamda çok önemli. Diğer dikkat çekmek istediğim nokta da uyku eğitimleriyle ilgili olumsuz bilimsel çalışma sonuçları! Uyku eğitimi verilen bebeklerin ağlamamasının nedeninin sadece öğrenilmişlik çaresizlik olması durumu ki, kimsenin bebeğine bunu yaşatmak istemeyeceğini düşünüyorum.

çocuğunuzla-birlikte-büyümek

Çocuğunuzla Birlikte Büyümek – Naomi Aldort

Çocuğunuzla Birlikte Büyümek, doğal ebeveynlik savunucularından Naomi Aldort’un kitabı. Doğan Kitap’ın Anne Baba Akademisi serisinden çıkan Çocuğunuzla Birlikte Büyümek kaynakça bölümüyle birlikte 235 sayfadan oluşuyor. Bendeki 4. baskısı.

Bu kitabı aldığımda Naomi Aldort’tan ve doğal ebeveynlikten haberim yoktu açıkçası. Keşke bu kitabın da daha çok baskısı olduğunu görseydim, çünkü her yaştaki çocukla iletişim konusunda çok daha iyi bir yol çizdiğini ve sorunları kökten çözme üzerine kurulu olduğunu düşünüyorum. Sonradan öğrendiğim kadarıyla Naomi Aldort da bu anlamda kendi alanında meşhur olan insanlardan ve okuyanlar bütün kitaplarını öneriyor. İkinci ebeveyn ve bebek kitapları siparişimde bu öneriyi göz önünde bulundurmayı düşünüyorum doğrusu.

Çocuğunuzla Birlikte Büyümek’te Naomi Aldort da Tracy Hogg gibi bir formülden bahsediyor. Onun formülü S.İ.D.O.T. İlk adımda sessizce kendi kendinizle konuşup kendinizi çocuğunuzun davranış ve duygularından ayrı tutmanız gerekiyor. Sonra ilginizi çocuğunuza yönlendirin. Onu dinleyin. Çocuğunuzun duygularını ve ihtiyaçlarını dramatik hale getirmeden onaylayın. Son olarak da çocuğunuza güvenerek üzüntüsünü çözümleyebilmesi için onu teşvik edin.

Kitabın dili oldukça sade ve akıcı, bol bol örnekler de olduğu için anlatılan şeyler somutlaşıyor kafanızda. Ben bu doğal ebevenylik yaklaşımını daha çok sevdim, bana daha çok hitap etti açıkçası. Belki de otoriter ve kuralcı annemin üzerimdeki olumsuz etkisinden, onun gibi olmak istememekten kaynaklıdır. Kimbilir. Görüşünüz ne olursa olsun, sorunlara kökten çözümler getirmeyi hedef haline getirmiş yaklaşımlarıyla Naomi Aldort’un Çocuğunuzla Birlikte Büyümek kitabını okumanızı tavsiye ederim.

hayat-evde-başlar

Hayat Evde Başlar – Gözde Erdoğan

Hayat Evde Başlar nam-ı diğer Süper Dadı Gözde Erdoğan’ın kitabı. O kadar rağbet görmüş ki, 49. baskısına yetişmişim ben de. 😀 Destek Yayınları’ndan çıkan kitap 310 sayfadan oluşuyor.

Hayat Evde Başlar ilk posta bebek bakımı ve çocuk yetiştirme kitapları siparişimde yer alan kitaplardan bir tanesiydi. Benim görüşüme göre güzel yanları da var, kötü yanları da var. Mesela kitap uyku eğitimini destekliyor; ama neyse ki öyle ağlatmalı yöntemleri değil. TV programının adını yazınca bile karşıma o kadar iyi şeyler çıkmadı diyebilirim, sanırım eleştirildiği yönler de epey var; ancak ben ülkemizdeki genel yaklaşımı düşünecek olursak yine de çok iyi bir yönlendirme sağlayabileceğini düşünüyorum.

Hayat Evde Başlar adı üstünde hayatın evde ve özellikle de ebeveynin kullandığı dilde başladığını, bunun önemini vurguluyor. Yaş gruplarına göre kurallar, uyku eğitimi, yeme-içme kuralları gibi disiplinli ve kurallı yönde giden bir çizgisi olsa da çocukların o yaş gruplarında neyi anlayıp neyi anlayamadığı üzerinden güzel ipuçları veriyor. Ben tesadüfen tanıştığım günden bu yana doğal ebeveynlik uygulamalarına daha yakın hissediyorum kendimi. O nedenle körü körüne her noktasına katıldığımı söyleyemem, yine de iletişim kurma noktasında verdiği ipuçları yararlı olabilir.

Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler

Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler – Tracy Hogg ve Melinda Blau

Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler, bir bakıma devam niteliğinde. Benim elimdeki Gün Yayıncılık’tan çıkmış 18. baskı. 527 sayfadan oluşuyor. Uzun bir sürede okuyabildim; çünkü büyük bir kitap olduğu için öyle emzirirken tek elle tutup okumak mümkün olmuyor maalesef.

Yeni Annelere Mucize Çözümler’de yenidoğanlara odaklanmışken, Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler kitabında Tracy Hogg teyzemiz daha geniş çaplı sorunları ele almış. Bu kitabında da yine E.A.S.Y. yöntemini anlatarak başlıyor işe. Bebeğinizin nasıl bir kişiliği olduğunu anlamanızın öneminden, çeşitli tipte bebekler ve ebeveynlerden bahsediyor.

Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler beslenme konusuyla devam ederken, gerek sıvı beslenme gerekse sonrasında katı gıdaya geçiş konularına değiniyor. Devamında ise uzun uzun uyku konusunu işliyor. Bence bu kitabın en en en değerli bölümleri buralar. Çocuğum büyüdükçe dönüp dönüp geri bakacağımı düşünmekteyim açıkçası. Bende bıraktığı izlenim bu yönde.

8. bölüm olan Çocuklara Duygusal Zindeliği Öğretmek adlı bölüm de oldukça ilgi çekici ve güzel bilgiler içeriyor. Sonraki bölümde E.A.S.Y. yöntemine bir adım daha ekleyen Tracy Hogg erken tuvalet eğitiminden bahsediyor. Bu yaklaşımın temelinde de çocukların 9. aydan itibaren tuvalet eğitimiyle tanıştırılması, bu sürecin tamamen çocuğun isteğine bırakılmaması, bu yönde yönlendirmeler yapılması ve bu sürecin çocuğunuzun artık sizi memnun etmekle ilgilenmek bir yana her şeye karşı çıktığı, ergenlik provası niteliğindeki 2 yaş sendromuna gelmeden başlatılması ve hatta bitirilmesi bulunuyor.

Yazarlar kitabın sonunu nasıl bağlayacaklarını düşünürken bir danışan anne “Her Şeyin Yolunda Gittiğini Düşündüğünüz Anda… Her Şey Değişir” demeleri önerisinde bulunuyor ve böylece Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler’in sonu her ebeveynin kesinlikle aklından çıkarmaması gereken konuyla bağlanıyor: Asla asla demeyin! Her şey yolunda giderken bir gecede her şey değiştiğinde çözüme ulaşmak için nasıl bir izlemelisiniz, kendinize hangi soruları sormalısınız gibi listelerle önerilerde bulunuyor.