Mouryou No Hako

Mouryou no Hako gizemli ve bence daha Japon Japon kokan bir anime. Sözlükte Mouryou için her tür ruh ve cin diyor; ama animede de göreceğiniz üzere Japon kültüründe bu gibi yaratıklar için oldukça ayrıntılı bir terminoloji mevcut. O nedenle Türkçe kısaca Cin Kutusu diyelim.

Mouryou no Hako esasen Natsuhiko Kyogoku’nun yazdığı bir roman. Sonradan film, anime ve manga uyarlamaları yapılıyor. Burada ele alacağımız da 2008’de yayınlanan, ortalama 23 dakikalık 14 bölümden oluşan anime serisi.

Hikaye 1952’de geçiyor. Kanako Yuzuki güzel, oldukça farklı, edebiyatı çok seven bir ortaokul öğrencisi. Sınıf arkadaşı Yoriko Kusumoto ise fakir bir aileden, annesiyle yaşayan, sessiz, kendi halinde  bir kız. Ancak Kanako Yoriko’yla arkadaş oluyor. Aralarındaki farka ve Kanako’nun kusursuzluğuna rağmen buna akıl erdiremeyen Yoriko evdeki mutsuzluğundan kaçmak için Kanako’ya sığınıyor. Kanako ise ona biz aslında biriz, biz birbirimizin yeniden doğmuş haliyiz gibi gizemli sözler ediyor ve bunlar Yoriko’yu çok etkiliyor.

Kanako’nun da aile durumları karışık belli, ablasıyla yaşıyor. Bir gün trene binip uzaklarda bir göl bularak gece onu seyretmek üzere sözleşiyorlar. O gün geldiğinde garda beklerken Yoriko, Kanako’nun ağladığını fark ediyor, arkasında dururken de boynunda bir sivilce görüyor. Çok saçma gelse de bunları neden yazdığımı sonra anlayacaksınız. 🙂 Tam tren gelirken biri Kanako’yu itiyor ve Kanako çarpılıyor. Hemen hastaneye kaldırılıyor, o an izinde ve olay yerinde olan dedektif Kiba olaya dahil oluyor.

Kanako ilk olarak götürüldüğü hastaneden Kōshirō Mimasaka’nın araştırma hastanesine naklediliyor. Ancak daha bu aşamada ailede sıkıntı olduğu belli oluyor. Orada olanlar; Kanoko’nun ablası olduğunu söyleyen ve eski film yıldızı Youko Yuzuki, ailenin avukatı olduğunu söyleyen Noriyuki Masuoka ve Kanako’nun koruması olduğunu söyleyen Noritada Amemiya.

Bu arada bölgede kutular içinde genç kızlara ait kesilmiş uzuvlar bulunmaya başlıyor. Kanako hastaneden kayboluyor. Kanako’yla birlikte koruması Amemiya da kayboluyor. Hastane asistanı Tarou Suzaki öldürülüyor. Bulunan uzuvlar nedeniyle hali hazırda birbirlerini tanıyan Chuuzenji (cinci), Sekiguchi (yazar), Kiba (polis) ve Enokizu (özel dedektif) konu üzerinde çalışmaya başlıyorlar.

Uzuvların bulunduğu yerlerde eli eldivenli ve siyahlar içinde bir adam görüldüğü dedikoduları dönmeye başlıyor. Bu aşamada bir yerlerde Yoriko diyor ki, Kanako’yu eldivenli ve siyahlar içinde biri raylara itti.

Kanako’yu bulması için avukat Masuoka, patronu ve Kanako’nun dedesi Youko Shibata’nın emriyle Enokizu’yu görevlendiriyor. Sonuç olarak herkes aynı olayın gizemini çözmek için birleşmiş oluyor.

Kanako kayıp, sağda solda genç kız uzuvları bulunuyor. Uzuvların kızlar daha hayattayken kesildiği anlaşılıyor. Ortada dolaşan siyahlı ve eldivenli bir adam var. Sekiguchi’nin yayınevinden tanıdığı Kubo Shunkou’nun yayınlanmayan kitabı kutunun içinde bir kızdan bahsediyor. Enokizu avukattan öğreniyor ki, Yuzuki Youko aslında Kanako’nun ablası değil, annesi. Öldürülen kızların hepsinin aileleri bir tarikata üye. Tarikat lideri Kubo’nun babası çıkıyor.

Nihayetinde bütün bu bulmacalar çözülüyor. Youko babası Mimasaka’ya aşık, babasının hasta annesinin yanında kendi güzelliğini daha çok hak ettiğini düşünüyor. Sonuç olarak babası ile birlikte olup Kanako’yu doğuruyor. Ne olursa olsun onu yaşatmak için her şeyden uzaklaşıyor.

Mimasaka’nın araştırma hastanesi aslında savaş zamanında kurulmuş ve insan beynini robot vücutlara yerleştirerek yenilmez askerler yaratma amacı güdüyormuş. Kızının kızı ve aslında kendi kızı olan Kanako ölmek üzere oraya getirildiğinde ona da bu çalışmalarının eseri olan bir tedavi uygulanıyor. Parça parça uzuvları kesiliyor ve sadece kafası ve beyniyle makinelere bağlı olarak yaşaması sağlanıyor. Mimasaka bunun gerçekten yaşamaya devam etmek olduğunu iddia etse de tabi ki durum böyle değil.

Kanako hastaneden kaçırıldığında aslında sadece kutunun içinde bir kafa şeklindeymiş. İlk kaçırmaya çalışan asistan olsa da Amemiya onu öldürüp kutuyu alıp kaçıyor. Kubo tesadüfen trende Amemiya ile karşılaşıyor ve kutunun içinden ses geldiğini duyuyor. Amemiya da Kubo’ya ‘Duydun değil mi?’ diyerek kutuyu açıp Kanako’nun kafasını gösteriyor. Kanako sağa sola bakıp ‘Ha’ diyebiliyor sadece.

Kızları Kubo’nun öldürdüğü anlaşılsa da kısa süre içinde Kubo’nun da uzuvları bir yerlerde bulunuyor. Meğer zaten psikolojik olarak sağlıklı olmayan Kubo kendisine aynı şekilde kutunun içinde bir kız istiyor. O nedenle babasının tarikatına üye ailelerin kızlarından öldürüp aynısını yapmaya çalışıyor. Bakıyor ki olmuyor, bir türlü başaramıyor, Mimasaka’nın yanına gidip ben yapamadım sen beni bu hale getir diyor. Mimasaka da uzuvlarını kesip beynini koyuyor bir kutunun içine. Sonradan Kubo’nun sesini duyuyoruz ‘Hayır, benim istediğim bu değil!’ diye.

Sivilce konusuna gelecek olursak Kanako’yu raylara iten aslında Yoriko. Ağladığı ve son olarak da boynunda sivilce gördüğü Kanako, zihnindeki kusursuz Kanako imajını alt üst ettiği için öyle itiveriyor kızı raylara.

Kubo’nun da eldiven takmasının nedeniyle ilgili sonradan ortaya çıkan bir şeyler var. Gerçekten burada kısa bir yazıyla anlatılamayacak kadar çok karmaşık bir olay örgüsü söz konusu. O nedenle en iyisi oturup izleyin. 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir